18 Mart 1962
1
"Klasik işçi
hareketleri, hiçbir yanılsamaya kapılınmadan, özellikle de onun çeşitli siyasi
ve sözde kuramsal mirasçılarına ilişkin hiçbir yanılsamaya kapılınmadan tekrar
değerlendirilmelidir, çünkü bunların hepsi onun başarısızlıklarını miras
almışlardır. Onun başarısızlıkları (Paris Komünü veya 1934 Asturya ayaklanması)
aslında bizim için ve gelecek için şimdiye kadar ki en ümit verici
başarılarıyken, bu hareketin görünürdeki zaferleri (reformizm veya devlet
bürokrasisinin kurulması) onun önemli başarısızlıklarıdır" (Internationale
Situationniste #7).
2
Komün ondokuzuncu yüzyılın
en büyük festivaliydi. O, 1871 baharındaki olayların altında yattığını
görebileceğimiz şey, [ayaklanmacıların] kendi tarihlerinin efendisi --günlük
yaşamları düzeyindeki kadar "yönetsel" siyaset düzeyinde olmasızın--
olduklarını hissetmeleridir. (Örneğin, herkesin silahlarıyla oynadığı oyunları
ele alın: onlar aslında erkle [iktidara] oynamaktadırlar). Marks "komün'ün
en önemli toplumsal ölçüsü, onun fiillerindeki kendi varlığıdır"
demesi, keza bu anlamda ele alınmalıdır.
3
Engels'in "Paris
Komünü'ne bakınız --o bir proletarya diktatörlüğüydü"
şeklindeki sözü, proletarya diktatörlüğünün ne olmadığını (proletarya adına,
proletarya üstünde kurulan çeşitli devlet diktatörlüğü biçimleri) ortaya
çıkarmak için ciddiye alınmalıdır.
4
Komün'ün tutarlı bir
örgütsel yapıdan yoksunluğunun haklı bir eleştirisini yapmak kolaydır.
Ancak bugün siyasi yapılar meselesi, Bolşevik tipteki bir yapının mirasçılarına
oranla bize çok daha karmaşık gözükürken; Komün'ü, tüm hatalarının üstesinden
kolayca gelinebilecek, yanlızca modası geçmiş bir devrimci ilkelliğin örneği
olarak görmek yerine, bütün gerçekliği henüz keşfedilmemiş ve tamamlanmamış
pozitif bir deneyim olarak değerlendirmenin zamanı gelmiştir.
5
Komün'ün liderleri yoktu. Ve
bu, liderlerin gerekliliği işçi hareketleri içinde evrensel olarak kabul
edildiği bir zamanda yaşanıyordu. Bu, onun mantığa aykırı gözüken başarı ve
başarısızlıklarının ilk nedenidir. Komün'ün resmi örgütleyicileri (Marks ve
Bakunin, ve hatta Blanqui ile karşılaştırıldıklarında) yetersizdiler. Ancak öte
yandan, o anın çeşitli "sorumsuz" eylemleri, bugünkü devrimci
hareketin devamlılığı için gerekli olan şeylerdi tam da (hatta koşullar tüm bu
eylemleri saf bir yıkıcı düzeye mahkum etmiş olsa dahi --en ünlü örnek,
şüphelenilen bir burjuva asla politikayla ilgilenmediğinde ısrar ettiğinde
asinin onu şöyle cevaplamasıdır, "İşte ben de seni tam bu yüzden
öldüreceğim").
6
Halkın genel olarak
silahlandırılmasının hayati önemi, pratikte ve sembolik olarak, hareketin
başında sonuna değin açıkça ortaya konuldu. Halk iradesini zorla dayatma
hakkından büyük ölçüde feragat edilmedi, ve [bu hak] herhangi uzmanlaşmış
[askeri] birliğe bırakılmadı. Silahlı grupların bu örnek teşkil eden özerkliği,
koordinasyon yokluğunda talihsiz bir yöne sahip oldu: haklın kuvvetleri,
Versailles'e karşı saldırı veya savunma mücadelerinin hiçbir anında askeri
etkinliğe ulaşamadı. Ancak yine akılda tutulmalıdır ki, --son kertede bir iç
savaş olan-- İspanyol devrimi "halk ordusu" [denilen] böylesi bir
dönüşüm adına kaybedilmişti. Özerklik ile koordinasyon arasındaki çelişki,
büyük ölçüde dönemin teknolojik düzeyiyle ilgili gözüküyor.
7
Komün, bugüne kadarki yegane
devrimci şehircilik uygulamasını temsil etmektedir --yaşama hakim
örgütlerin korkutucu işaretlerine gördüğü yerde saldırmak, toplumsal alanı
siyasi anlamda kavramak, herhangi bir anıtın masumluğunu kabul etmeyi
reddetmek. Bu saldırıyı "lümpen-burjuvazi nihilizmi", "pétroleuses
sorumsuzluğu" olarak küçümseyen herhangi birisi, bunun mevcut toplum
içindeki pozitif değerine ve neden korunmaya değer olduğuna inandığını
açıklamalıdır (sonuçta neredeyse herşey ortaya dökülecektir). "Tüm alan
halihazırda düşman tarafından işgal edilmiştir. ... Bu işgalin yokluğunun
olduğu bazı bölgeler yaratıldığında, otantik şehircilik ortaya çıkacaktır. Yapı
dediğimiz şey orada başlar. Bu, modern fizik tarafından geliştirilen pozitif
boşluk kavramıyla açıklanabilir" ("Basic Program of Unitary
Urbanism", Internationale Situationniste #6).
8
Paris Komünü silahların
gücünden ziyade alışkanlıkların gücüne yenildi. Bunun en skandal niteliğindeki
örneği, paraya ümitsizce ihtiyaç duyulduğu bir zamanda Fransız Ulusal
Bankası'nın ele geçirilmesi için topların kullanılmasının reddedilmesidir.
Komün'ün var olduğu süre boyunca, banka sadece birkaç tüfek ve mülkiyet ile
hırsızlığın üstünlüğüyle savunulan, Paris'teki bir Versailles bölgesi olarak
kalmaya devam etti. Diğer ideolojik alışkanlıklar her bakımdan eş derecede feci
olduklarını kanıtlamışlardır (Jakobenliğin yeniden dirilmesi, barikatların 1848
anılarında barikatların yenilgiyi hazırlayan [ing. defeatist]
stratejisi).
9
Komün, eski dünyayı
savunanların nasıl olup da daima devrimcilerin --özellikle de sadece devrim hakkında
düşünen, ve böylece de hala bu savunmacılar gibi düşünmeye devam
eden devrimcilerin-- karmaşalıklarından şu veya bu şekilde faydalandığını
gösterir. Eski dünya, bu sayede düşmanları arasında temellerini (ideolojiyi,
dili, gelenekleri, zevkleri) yaşatmaya devam eder, ve kaybettiği alanı yeniden
fethetmekte [yaşattığı bu temelleri] kullanır. (Yanlızca devrimci proletarya
açısından doğal olan eylemde-oluşan-düşünce [ing. thought-in-acts]
fethedilemez bir şekilde bundan sakınabilir: Vergi Bürosu ateşe verilmişti).
Gerçek "beşinci kol" bizzat devrimcilerin zihinlerindedir.
10
Komün'ün son günlerinde
Notre-Dame'ı yıkmaya giden kundakçıların, Komün'ün sanatçılarından oluşan
silahlı bir taburla karşı karşıya gelmelerinin hikayesi, doğrudan demokrasinin
oldukça etkileyici bir örneğidir. Bu, konseyler iktidarı açısından çözümlenmesi
gerekecek sorunların neler olduğu hakkında bir fikir vermekte. İnsanlar
kendilerini ifade etmek, ve böylece de bu tahribatı --o zafer anında bütün
yaşamlarını bir sessizliğe veya bir unutuşa teslim etmek üzere olan-- topluma
[karşı] mutlak olarak meydan okumalarının bir sembolü yapmak isterken; o
sanatçılar, ilahi estetik değerler adına --ve son kertede müze kültürü adına--
katedrali savunmakta haklımıydılar? Uzmanlar olan davranan Komün'ün sanatçı
partizanları, kendilerini halihazırda yabancılaşmaya karşı mücadelenin aşırı
bir biçimiyle çelişki içinde bulmuşlardı. Komünardlar, silahlarının hepsinin
kullanımı ile totaliter iktidar terörüne cevap vermeye cesaret etmemeleri
yüzünden eleştirilmelidirler. Her şey gösteriyor ki, Komün'ün içsel
şiirselliğini o anda gerçekte ifade eden şairler basitçe silinip
süpürülmüştü. Komün'ün bir yığın tamamlanmamış eylemi, deneysel
eylemlerinin bir "mezalim"e dönüştürülmesini ve onların [bu
deneylerin] anılarına sansür uygulanmasını mümkün kıldı. Saint-Just'ın "Devrimi
yarı yolda bırakanlar, sadece kendi mezarlarını kazmaktadırlar" sözü,
onun kendi sessizliğini de açıklar.
11
Bu hareketin tarihini,
(klasik romanlardaki gibi) tanrısal bir herşeyi bilme görüşü açısından
değerlendirmek isteyen kuramcılar, Komün'ün objektif olarak başarısızlığa
mahkum olduğunu ve başarılı bir şekilde gerçekleştirilemeyeceğini kolayca
ispatlayabilirler. Onlar, orada gerçekten yaşayanlar açısından gerçekleştirmenin
halihazırda orada bulunduğunu unutuyorlar.
12
Komün'ün cüretkarlığı ve
yaratıcılığı, tabii ki günümüzle ilişkili olarak değil; ancak kendi zamanının
siyasi, entelektüel ve ahlaki davranış biçimleri anlamında, paramparça ettiği
bütün genel varsayımların birliği anlamında ölçülmelidir. Günümüzde
hakim olan (sağ ve sol) varsayımların esaslı birliği, bugünkü
karşılaştırılabilir bir patlamadan bekleyeceğimiz yaratıcılık hakkında bir
fikir verir.
13
Komün'ün bir sahnesi olan
toplumsal savaş (yüzeysel koşulları dikkate değer bir şekilde değişmiş olsa da)
bugün hala sürüyor. "Komün'ün bilinçsiz eğilimlerini bilinçli kılmak"
(Engels) görevinde, son söz henüz daha söylenmedi.
14
Neredeyse yirmi yıldır
Fransa'da, Stalinistler ve solcu Hristiyanlar anti-Alman ulusal cephenin
anısına, Komün'deki ulusal düzensizlik unsurunu vurgulamış ve [onun]
yurtseverliği aşağılamışlardır (Bugünkü Stalinist çizgiye göre, "Fransız
halkı daha iyi yönetilmek için ricada bulundu", ve nihayetinde
burjuvazinin yurtsever olmayan sağ kanadının ihaneti yüzünden vahim [çaresizlik
içinde alınmış kötü] tedbirler almaya yöneldi). Bu ikiyüzlü saçmalıkları
çürütmek için, Komün için savaşmaya gelen yabancıların oynadığı rolü dikkate
almak yeterli olacaktır. Marks'ın dediği gibi, Komün kaçınılmaz bir
muharebeydi, "tarafımızdan" Avrupa'da 23 yılldır sürdürülen
mücadelenin zirvesiydi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder